Cuma, Aralık 16, 2016


İpek böcekçiliği ve dokumacılığa başladığımızdan beri yaşadıklarımız bizi hep bir hayale sürükledi. İlk yıllarda hedefimiz; zaten Datça'nın eski bir geleneği olan bu işi yaymaktı. Biz istedik ki daha çok insan dokumacılık yapsın, ipek böceği yetiştirsin. Bu durumda yaşanabilecek olası sıkıntıya önlem olarak, yarım adamıza 5000 tane dut fidanı bile diktik. Niye, çünkü toplamak istediğimiz yapraklar birden para eder olmuştu. Böcek yetiştiriciliği,  dokumacılık bir çatı altında toplansın ve yayılsın diye kurs yaptık, öğrenenler yapmadığı gibi, yapanları da bir şekilde vazgeçirdiler. İlginç değil mi? Ben ilginç buluyorum neden sürekli olarak en küçük topluluklar bile hızla geriye gitmek için çabalıyor. Niye birlikte büyük işler yapamıyoruz. Bizim açımızdan bu girişimlerimiz belki zaman kaybımıza neden oldu, fakat yaşadığımız olumsuzluklar bizde ters etki yaptı. Belki de biz böyleydik, biz hep ileriye hep ileriye gittik. 10 yıl önce bugünlerde bu tezgah nasıl çalışır, böcek nasıl yetiştirilir, düz dokuma nasıl yapılır diye öğrenmeye çalışıyorduk. Gerek dokumacılık gerekse ipek böcekçiliği konusunda deneye yanıla, düşe kalka yaptık öğrendik başardık. Küçük ama onurlu bir marka olmanın mutluluğu içindeyiz. Bugünlere gelmemizde elbette ki yardımcılarımız destekçilerimiz oldu. 

İşte o hayalimiz var ya onu bugünlerde gerçekleştirme hazırlığı içinde olan bizler, o güzel insanları unutmuyoruz. Arşivlere bakıldığında hepsini görebilirsiniz belki ama biz tekrar onlara teşekkür etmek istedik. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Rabia teyzemiz bize çözgü'nün temellerini öğretti. Allah uzun ve sağlıklı ömür versin Ümmühan teyzemiz ipek böcekçiliği ve ipek çekimi'nde her zaman yanımızda oldu. Durkadın teyzemiz iplik bükümünde, Hızırşah eski muhtarı Mehmet abimiz proje'nin hayata geçmesinde,  birkaç yıl önce kaybettiğimiz Fatma teyzemiz, Melahat teyzemiz, Hayriye teyzemiz gelep çekimlerinde hep yanımızda idiler. Sayelerinde eski zamanlardaki imece ruhunu onlarla yaşadık. Şimdi kendi atölyemizi yapıyoruz. Çalışmalarımız bittiğinde dokuma, ipek böceği yetiştiriciliği, ipek boyama (değişik tekniklerle) workshop'lar hayata geçecek. Gelişmeleri sitemizden, instagram yada facebook sayfalarımızdan takip edebilirsiniz.


Salı, Kasım 29, 2016



4 Aralık Pazar günü bizler gibi diğer üretenlerle Metamorfoz sanat evi'nde olacağız. 
Uygun olanları bekleriz.


Salı, Kasım 22, 2016

20-26 Kasım 2016 Para Dergisi'ndeki haberimiz...






Pazartesi, Ekim 10, 2016



House Beautiful 2016-10 EKİM

Resim yazısı ekle




Pazartesi, Eylül 26, 2016


Cenk Sönmezsoy-Cafe Fernando-Çocuğuma Şeker Verme

Geçtiğimiz kış ayında tanıştım Cenk Sönmezsoy ve Cafe Fernando ile. Bu kadar geç keşfettiğime  ve geçen yıllarıma acıdım doğrusu. Çok detaylı, açıklayıcı bilgilerle dolu tarifler Cenk Sönmezsoy'un güzel anlatımıyla harika bir serüvene sürüklüyor insanı. Bence meraklılarının kaçırmaması gereken bir kitap. Yaz mevsimi başladığında, küçük kızım dondurmalarını yalayarak dükkanımızın önünden geçen insanları görüp "o ne anne?" deyip isteyince artık zamanı geldi deyip, meyve ve bal üçlüsüyle yaptığım masum dondurma, kristalleştiği için pek rağbet görmedi. Bir süre sonra külahı da fark edince en iyisi, canım babaannemin 15 yıl önce verdiği dondurma makinesini kullanma zamanı geldi dedim. Ve Cafe Fernando'ya başvurdum. Sadece özel günlerde küçük kaçamaklar dışında, kızım şekerle henüz tanışmadı. ( Çocuğuma şeker verme kampanyasını lütfen hafife almayın ) Bu yüzden tariflerde bazı değişiklikler yaptım,  Cenk Sönmezsoy'un affına sığınıyorum. Şeker yerine bal kullandım. Bir seferinde muz, hindistan cevizini birlikte kullandım harika oldu. Dün keçiboynuzlu yaptım heyecanla bekliyoruz... Tabii ki küçük kızımda dondurma yapımında her an yanımda. Bir gün sabrediyor ertesi gün keyfini çıkarıyor.



Salı, Eylül 06, 2016



Eski Datça Caria Silk



Zaman içinde çok şekil değiştirdi. Önce sadece kuyum tezgahım vardı.  2 sene sonra dokuma tezgahı da eklendi.Yer dar geldi, atölye büyütüldü. Kızımızın doğumuyla kuyum tezgahı eve taşındı. Datca Sanat adını zaman içinde Caria Silk'e bıraktı. Özetle son durum. Biz, 2006 yılından beri buradayız.... Bekleriz efenim....

Cuma, Ağustos 12, 2016


Hürriyet gazetesinden Melih Uslu, Datça ile ilgili haberinde bize de yer vermiş.
Bu haberin önemi ise Caria Silk markası ile ilgili olarak yayınlanan ilk haberimiz olması. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.



Pazar, Temmuz 31, 2016



Yok, olmuyor. Ben onlardan değilim. Anladım sonunda. Bir yandan küçük bebeklerini büyütüp, ev işleri, hobiler yanı sıra  bir yandan da blog sayfalarını güncel tutabilenlerden değilim ben. Zihnimde cümleler kayıp gidiyor, içimdeki yazma heyecanı beni sarıyor ve fakat, ben oturup yazmaya konsantre olamıyorum. Koca kış ne yaptım. Kuyum tezgahına iki tamirat dışında oturamadım bile. İki elin parmaklarını geçmez, ipek boyama yapabildim sadece üretim olarak. Nisan ayında Dalyan'da ikinci Caria Silk dükkanımızı açtık. Mayıs ayında Eski Datça'daki dükkanı hazırladık, açtık, işte bu kadar. Onun dışında ne yaptım, güzel kızımla dolu dolu vakit geçirdim ve geçirmeye devam ediyorum. Şimdi bir boşluk buldum ve bir heves oturdum ekranın karşısına.
Şimdi Dalyan'dayız. Bomba  üstüne darbe! yiyen turizm sektörü'ne inat çalışmaya devam ediyoruz. Yaşar dükkanın önünde dokuma yapıyor. Neler üretebileceğimizi düşünüp, tasarlıyoruz. Yapacaklarımızı düşününce benim içime sığmaz bir heyecan doluyor. Tabii bunları nasıl yapabiliyoruz, artık antik bar'ı işletmiyoruz. Eski Datça'ya, bir heves antik gecesi yaşamaya gelen misafirlerimiz için şok edici ve üzücü bir durum olsa da, bu bizim için bir süredir düşündüğümüz ama yapmaya kıyamadığımız bir durumdu. Şartlar gönlümüzden geçtiği gibi bir yol çizdi gene. Ve şimdi, bu işi çok güzel bir şekilde yaptığımızı gelenlerden duyuyoruz. Teşekkür ederiz. Bizim içinde, antik müşterisi gerçekten çok başkaydı, sizlerle paylaşımlarımızı özlesekte, asıl işimiz olan ipek dokumayı geliştirebilmek için gerekli olan bu idi. Belli mi olur belki bir gün bir yerde yolu antik'ten geçenlerle buluşur aynı keyifli akşamları tekrar yaşarız. Hayat...