Çarşamba, Mayıs 30, 2007

Son durum...

Bizim çalışkan elemanlar görevlerini tamamlamak üzereler... Aşağıda çalılar üzerinden alınan kozaları görmektesiniz... Etraflarında bulunan ipekler 2 Haziran Cumartesi Günü temizlenerek, gelep işlemi için hazırlanacaklar... Şu an kurumaları için bekletiliyorlar...




Bize desteğini esirgemeyen, başından sonuna

kadar hep yanımızda olan Umman teyzemizin

Gelep günü için öngördüğü tarih, 3 Haziran

Pazar günüdür. Herkes davetlidir.





Üstte bulundukları yere sığmayıp dokuma tezgahının köcüleri arasında kozaya yapmış iki böcek.... Yukarıda solda birkaç gün sonra kelebek olma aşamasına yaklaşmış bir iğekböceği görmektesiniz.Fotoğrafı büyültürseniz kanatlarını görebilirsiniz... Sağda koza öncesinde yerini sabitlemeye çalışırken kendini kaybetmiş bir böceğin dokuması...

Cumartesi, Mayıs 26, 2007

Neşeli, keçeli günler.

Geçtiğimiz hafta içinde organizasyonunu Doğa Pansiyonun yaptığı keçe eğitiminde Hollandalı bayanlar ile birlikte idik. Çok keyifli bir hafta geçirdim. Gerek yaptığımız çalışmalarla gerek yetersiz ingilizcemizle koyulaştırdığımız sohbetlerimizle... Yeni tanıştığım tüm dostlara selamlar...
Yandaki fotoğrafta bizlere keçe yapmayı öğreten öğretmenimiz Marijke. Thank you Marijke...






Aşağıdaki görüntüler çalışmalar esnasından...



























Her türlü ihtiyaçta imdadımıza koşan, yorulmak bilmeyen Evalie sergide de yoğun bir şekilde fotoğraf çekiyordu... Thank you Evalie..


Şimdide sergimizden birkaç görüntü....











Pazar, Mayıs 20, 2007

koza zamanı












Boyları 9 cm'e ulaşan guşlarımız bugün itibari ile koza örme aşamalarına başlamış bulunuyorlar... İpek salgılamaya başladıklarını gördüğümüzde hemen profesörümüze koştuk. "Umman teyze çalı koymalı mı, gel bi bak" dedik, hemen kontrole geldi... Bazılarına bakıp "bunlar gocagarı olmaya başlamış, hemen çalı koyalım "dedi ve çalı toplayıp etraflarına koyduk. Bir kısmı hala yiyipdurular, bir kısmı ise koza örme işlemlerine tam olarak 35. günlerinde başladılar... Böyle bir oluşumu izlemek gerçekten büyüleyici...
solda : ilk örmeye başladığındaki halleri.... sağda : gocagarı olmuş bir guş...

Perşembe, Mayıs 17, 2007

Neler oldu neler!

İnternet bağlantımız yoktu 4-5 gündür... Topu topu, hepi topu bu birkaç günde neler oldu neler... Anneler günü sokak şenliğimiz, çocukların annelerine gizli gizli bizim bahçede hazırladıkları hediyeler, Neşe'nin bebekleri, bizim guşlar, doğaya saygı! Hangisini anlatacağım ben şimdi...


Çocuklar annelerine çok güzel hediyeler hazırlayarak cam boyama tekniği ile tanıştılar ve annelerine hoş duygular yaşattılar... Bu hazırlıklar aşamasında kafamız biraz şişsede ortaya çıkan sonuç karşısında bizde çok mutlu olduk.

Anneler gününde ise sokak kermesi yapıldı. Çok güzeldi bizim sokak...










Neşe'nin bebekleri nihayet Anneler gününde görücüye çıkardı... Rukiye, Zekiye,Hatice,Fatma... Yok dördüzü olmadı, bunlar sizlerle bir türlü tanıştırmaya fırsat bulamadığm Eski Datça bebekleri...


Anneler günüde en güzel eğlenceyi gene çocuklar yaşattı ve yaşadı... Yapılan şiir yarışmasında herkes annesine kendi yazdığı şiiri okudu... Bunun yanısıra Belediye tarafından çöp ayrıştımasına ilişkin yeni başlatılan bir kampanyaya desteklerini esirgemediler. Fotoğrafta görülen pankartları giyerek büyüklerini bilinçlendirdiler! (O gün çok yoğun olduğumdan çocukların bu güzel enstantenelerini sunamıyorum.)



Bizim guşlar sona kaldı...
Merak edenler hiç merak etmeyin bizim guşlar "Hayvan gibi yiyipdurular!" Bu görüntü Anneler günündeki halleri... Hele şimdi bir görün. Yaprak yetiştirmekte zorlanırken Saniye teyzemizin dut ağaçları, Kemal amcanın ve gene bizim çocukların desteği bizi biraz olsun rahatlatıyor... Şu an neredeyse bir çuval tüketiyorlar... Ve son bir haftalarının içine girdiler... Eh şimdilik havadisler bu kadar, bizim guşların mama saati...

Çarşamba, Mayıs 16, 2007

Ebru Kuş Çiftliği ve Koruyucu Ailelik

Datçaya ilk geldiğimiz sene 2003 yılında; Eski Datça sokaklarında dolaşırken fotoğraf çektiğimi gören küçük bir kız koşa koşa geldi peşimden. " Abla, abla beni ve ördeğimi de çeker misin?" Ördek daha yavru, küçük kızın ellerinde oturuyordu. "Senin adın ne?" dedim, gülen gözleriyle cevapladı. "Ebru" "Peki Ebru fotoğrafını çekeyim, ama sana nasıl ulaştıracağım?" dedim. Hemen adresini yazdırdı, sonrada ördeğini biraz havaya kaldırarak, güzel gülümsemesiyle pozunu verdi. Yıllar sonra; daha iyi tanıştık Ebru ve ailesiyle... Ama koruyucu ailesiyle. Torun torba sahibi Kemal amca ile Ayşe Abla birgün kendi çocuklarına, kuşlarına, çevrelerindeki tüm insanlara verdikleri sevgiyi, neden bir küçüğe vermeyelim ki demişler ve Muğla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna gitmişler. İşte orada tanışmışlar Ebruyla. Kemal amca kurumun çok iyi olduğunu, çocuklara bilinçle bakıldığından, tek eksikliklerinin bir anne ve bir baba yakınlığı, sevgisi olduğunu söylüyor. "Aç bir insanı ya da hayvanı doyururken içinizde bir mutluluk duyar mısınız? Maneviyata aç bir çocuğa sevgi vermekte işte böyle birşey, iyi ki yapmışız" diyor Kemal amca. Haftada 1-2 defa telefon ile görüştükleri küçük kızları, bütün yaz ve tüm resmi tatillerde ailesiyle... Hayvalara olan sevgisi ise doruklarda, işte bu yüzden Kemal Amca kuşlarının evine "Ebru Kuş Çiftliği " demiş. Olur da birgün Ebru veteriner olursa eminim ki tüm hayvanlar çok şanslı olacaklar....




Bu fotoğraf "Ebru Kuş Çiftliği"nden...

Kuşlar bile en azından bir süre bu sıcaklığa ihtiyaç duyarlar...

Sizde ihtiyacı olan küçük bir eli tutmak istemez misiniz ?

Perşembe, Mayıs 10, 2007

Önce Maşallah !

Sırtında bir çeki odun yüklü, iki büklüm olmuş Dulkadın teyze. Durdu atölyenin önünde.
"O guşlar sizin demi"
"Evet teyzecim bizim"
"Göstemeyin herkese, kemiksiz onlar nazar değer valla" dedi. İçeriye zaten sokmuyorduk kimseyi ama demek pencereden gösterirken yakalanmışız. O yüzden herkes, bakmadan önce lütfen şööööööle yürekten bir "tü tü tü maşallah, maşallah. Nazar değmez inşallah" desin...


Dediyseniz , buyrun böceklerimizin bugünkü fotoğrafları...






Pazartesi, Mayıs 07, 2007

şaşkınlıkla izliyoruz...



Gerçekten öyle.... Hergün görünce pek büyümemiş gibi gelse de dört gün önceki durumlarıyla şimdiki durumlarını yan yana koyunca ne kadar hızlı büyüdüklerini şaşkınlıkla izliyoruz... Konunun uzmanı Umman teyzemiz arasıra kontrollerini bizden esirgemiyor. Nasıl tarif ederse öyle yapıyoruz.








Bu arada deri (gav) değiştirdiler...
Yaprakların üzerindeki kalıntılar
değiştirilip terkedilen derileri gösteriyor.







Dün akşamki görüntüleri... 4,5 cm boyunda olanda var. Ortalama 3,5 - 4 cm 'ler...




Çarşamba, Mayıs 02, 2007


Küçücük tepsilerden masa
üstlerine geçen bizim guşlar,
hiç durmadan yaprak
yiyerek, her geçen gün biraz
daha büyüyorlar. Şu an, günde
iki defa altları temizleniyor,
dört defa taze yaprak istiyorlar.