Cumartesi, Haziran 30, 2007

Çatal Mağarada Resim Sergileri

3 Temmuz - 11 Temmuz tarihleri arasında Datça'da bulunacaksanız eğer; Lale Dimili'nin "Fırçamın Ucunda Kutsal Ağaçların İzinde " adlı resim sergisini,
13 Temmuz - 23 Temmuz tarihleri arasında bulunacaksanız Elif Çimen'in "Çizgi" adlı sergisini kaçırmayın derim....

Perşembe, Haziran 28, 2007

Boğalar bizden akıllı

Datça'da 6 yıldan beri her sene bu zamanlarda
Boğa Güreşi festivali yapılır. Farklı yerlerden
katılımın olduğu festivale bu sene ilk kez katıldım... Nedense geçen sene katılmak fikri pek hoşuma gitmemişti... İşin gerçeği kanlı bir festival olacağını düşünmüştüm. Halbuki ne kadar efendice güreşiyorlardı.. Geçtiğimiz haftasonu birazda mecburiyetten katılmış olsamda çok hoşuma gitti... Manilerin, atışmaların anlamlarını bilsem eminim daha keyifli olacaktı... Hoşuma giden bir başka nokta boğaların yenilgiyi kabul edişleri idi... Rakibine bir süre direnen, mücadele veren boğa yenileceğini anlayınca kaçıp gidiyor. (hatta bir keresinde kaçarken,neredeyse üzerimize çıkacaktı) Kazanmış olan boğa ise sahada, davul-zurna eşliğinde dolaştırılıyor, çevresinde sahipleri oyun oynuyor.
Yenilgiyi kabullenmek... İnsanoğlu'nun boğalardan da öğreneceği şeyler var. İyi ki bu festivale katılmışım...

Cumartesi, Haziran 16, 2007

Gökten üç elma düşmüş....


Kozadan çıkan kelebekler yumurtalarını bırakıp teker teker veda ediyorlar... Yumurtalar önce sarı renkli olup, birkaç gün sonra bize Bursa'dan geldiği gibi füme rengine dönüyor. Bu yumurtaları buzdolabında saklayıp seneye açtırmayı düşünüyoruz... İpek masalı şimdilik sona eriyor...
Masalın devamı seneye...

Salı, Haziran 12, 2007

Kızlan köyündeki ipekler...













Kızlan köyünde yaşayan Emriye teyzelerin evlerinde dün, tam olarak eski zaman manzaraları vardı. Gelinler, eltiler, torunlar, kardeşler biraraya gelip, gelep yaptılar.... Bu keyifli ortamı, katılamadığım için, göremediysem de yaşamış gibi hissediyorum...



Pazar, Haziran 10, 2007

Cumhuriyet Gazetesi Haberi



8 Haziran tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin Ege ekinde yer alan haber.

Cumartesi, Haziran 09, 2007

Özgürlük

Bu sabah atölyeye girdiğimde beni bir süpriz beklediğini bilmiyordum. Bizim kelebeklerden biri çıkmıştı kozasının içinden, kabuğunu geride bırakarak... Fotoğraflarda görüldüğü gibi o kadarda bembeyaz değil. Ama kaşları çatık gibi duruyor biraz ürkütücü... Enterasan olan uçamıyor. Şimdilik öyle duruyor.

Emriye teyzenin guşları



26 Mayısta öğrendiğimiz ve Nihat amcayla hemen makineleri kapıp fotoğraflarını çektiğimiz, fakat telaşımızdan yazmaya bir türlü fırsat bulamadığım guşlar bunlar... Emriye teyze'nin guşları. Emriye teyze Umman teyzenin kardeşi... Umman teyze bizim için koynuna tohum koyarken birazda ayrı istemişti... Meğer kardeşi içinmiş...Ne bilelim onları bizimkilerle birleştirdi sanmıştık. Oysa ki duyunca hevese gelmiş Emriye teyze, isteyivermiş kardeşinden... Bu guşlar, tam aslına uygun olarak evlerinin bir odasında büyütülüyorlar... Emriye teyze bu durumdan oldukça mutlu "seneye daha çok yapacağım" diyor. Bizimse bunu duymak bile gözlerimizi parıl parıl yapıyor...
Emriye teyzenin guşları bizimkiler gibi telaşlı değil aynı zamanda goyundan çıkmış olsalarda onlar daha yeni kozadan çıkacaklar... Aldığımız son habere göre Pazartesi günü onların gelebi varmış... Bizde Pazartesi günü orada olacağız yardım etmek için...



Pazartesi, Haziran 04, 2007

Gelep Şenliği

Saat daha sekiz bile olmamıştı. Geldiğimizde Umman teyze odun taşımakla meşguldü, bir önceki gün kenarları çamurla sıvanan kazanın altına... Heyecandan erkenden kalkıp gelen misafirlerimiz Neşe'nin dükkanında beklemekteydiler... Bizde heyecanlıydık... Nasıl olacaktı? Bizde gelep yapabilecek miydik? Hemen çocuk parkına çıktık... Ateş yakıldı, kozalar leğene alındı, hemen yanda işlem sırasında kullanılacak olan soğuk su kazanı dolduruldu... Yavaş yavaş diğer teyzelerde gelip, ateşin başında beklemeye koyuldular...





Suya ilk kozalar atıldığında ipliği yakalamak ustalık istermiş... Hayriye teyze bir dal parçası ile uç veren ipleri yakalayıp açılışı yaptı.














Hayriye teyzeden sonra Umman teyze geçti kazanın başına... Taki sonuna dek. Onca işinin arasında bütün gününü bize ayırmıştı. Tam 6 saat hiç kalkmadı başından. Gelep işi çok yorucu olduğundan sık sık değişti yapanlar ama ben Umman teyzeyi oyuna getirmeye çalışıp arasıra şansımı zorladıysamda kızgın bakışlarıyla aldırdı gelebi elimden. "Sen en son yaparsın, şimdi olmaz" deyip. Sırf düzgün olsun herşey diye. Oysa benim gözüm ne ipeği ne düzgünlüğünü görüyordu. İçinde olmak anlatılmaz bir duygu.










İlk gelep işini Emine teyze üstlendi...
İçlerindeki en genci olarak...
Öyle kolay iş değil gelep, bunu baştan belirtmeli...
İyi bir pazı ister; yürek ister..







Çocuk parkını sanki 20 sene öncesine taşımıştık... Eskiden parkta yapıldığından değil (zaten parkta yokmuş) en uygun yer olarak çocukların oyun alanlarını işgal ettik. Üzerinde bulunduğumuz mekan, eskiden papazın eviymiş. Eskiden herkes guş tuttuğu için hergün birisine gidilirmiş gelep yapmaya. Çoğu zaman geceyarılarını bulurmuş bitmesi. Hava karardığında ise gaz lambası yakılırmış. Bizimki o kadar uzun sürmedi tabi bu sene için...




Gelep nedir diyenlere... Bu iş için yapılmış, iki ucunda ipi sarmak için kolları olan tahtaya gelep deniyor. Kazandan gelen ipeği çile yapmak işine de.



Yandaki karede gelebi Fatma teyze yapıyor. Seksen yaşının üzerinde ama maşallahı var. Emine teyze dışında, başka kimse onun gibi hızlı ve düzgün yapamadı desem yeridir. Gelep hızlı yapılmalı, çünkü yavaş olursa iplik aynı kalınlıkta olmazmış.






İş geleple bitmiyor. Gelepten çıkan ipek, tek tek ayrılıyor.
Aralarda yapışmış olan fazlalıklar ayrılıyor. İşlemi bitmiş olan ilk gelebi alan Fatma teyze bu seferde hünerini bu işi bize öğreterek gösteriyor. Temizlenen çile duru suda çitilenmek suretiyle yıkanarak, güneşli bir yere asılıyor.... Bu işlemide Durkadın teyze üstlendi ve O da başından sonuna dek bize desteğini esirgemedi...


Yıkandıktan sonra kargıya asılarak kurutulan ilk ipek mahsullerimiz...

Cumartesi, Haziran 02, 2007

Maceranın son günü...

Birkaç saat öncesinde çalılardan toplanmış olan kozalar, Umman Teyze,Melahat Teyze, Fatma Teyze, Hayriye teyze ve Berat Hanım'la birlikte yapmış olduğumuz ekip çalışması sonucu temizlenelerek gelep işlemine hazırlandı. Tıpkı eski günlerdeki gibi...