Pazar, Temmuz 31, 2016



Yok, olmuyor. Ben onlardan değilim. Anladım sonunda. Bir yandan küçük bebeklerini büyütüp, ev işleri, hobiler yanı sıra  bir yandan da blog sayfalarını güncel tutabilenlerden değilim ben. Zihnimde cümleler kayıp gidiyor, içimdeki yazma heyecanı beni sarıyor ve fakat, ben oturup yazmaya konsantre olamıyorum. Koca kış ne yaptım. Kuyum tezgahına iki tamirat dışında oturamadım bile. İki elin parmaklarını geçmez, ipek boyama yapabildim sadece üretim olarak. Nisan ayında Dalyan'da ikinci Caria Silk dükkanımızı açtık. Mayıs ayında Eski Datça'daki dükkanı hazırladık, açtık, işte bu kadar. Onun dışında ne yaptım, güzel kızımla dolu dolu vakit geçirdim ve geçirmeye devam ediyorum. Şimdi bir boşluk buldum ve bir heves oturdum ekranın karşısına.
Şimdi Dalyan'dayız. Bomba  üstüne darbe! yiyen turizm sektörü'ne inat çalışmaya devam ediyoruz. Yaşar dükkanın önünde dokuma yapıyor. Neler üretebileceğimizi düşünüp, tasarlıyoruz. Yapacaklarımızı düşününce benim içime sığmaz bir heyecan doluyor. Tabii bunları nasıl yapabiliyoruz, artık antik bar'ı işletmiyoruz. Eski Datça'ya, bir heves antik gecesi yaşamaya gelen misafirlerimiz için şok edici ve üzücü bir durum olsa da, bu bizim için bir süredir düşündüğümüz ama yapmaya kıyamadığımız bir durumdu. Şartlar gönlümüzden geçtiği gibi bir yol çizdi gene. Ve şimdi, bu işi çok güzel bir şekilde yaptığımızı gelenlerden duyuyoruz. Teşekkür ederiz. Bizim içinde, antik müşterisi gerçekten çok başkaydı, sizlerle paylaşımlarımızı özlesekte, asıl işimiz olan ipek dokumayı geliştirebilmek için gerekli olan bu idi. Belli mi olur belki bir gün bir yerde yolu antik'ten geçenlerle buluşur aynı keyifli akşamları tekrar yaşarız. Hayat...